1-3 Mayıs – Bilecik, Kurşunlu Köyü’nde “Bahara Merhaba” Çocuk Kampı

İçimizi ısıtan güneşin, gülümseyen ve hepimizi tazeleyen baharı Bilecik Kurşunlu köyünde karşılamak istedik. Cuma gününün de tatil olmasından faydalanarak; burada mümkün olduğunca fazla deneyim yaşamak üzere yollara düştük. İyi ki de yaptık...       

         Yolların güzelliğini kaçırmak istemeyen misafirlerimizle uzun uzun sohbetler ederek, sobamızda kaynamakta olan mis gibi ıhlamurumuzu yudumlayarak, ortak alanımız atölyemizde buluşmayı başardıktan sonra, hemen bizleri dört gözle bekleyen misafirperver köylülerimizin evlerine yerleştik.  Bizler için hazırlanmış olan harika yiteceklerle karnımızı doyurduktan sonra, bu güzel ve keyifli sofraları bırakmak zor gelse de, hep birlikte ekmek yapımına dahil olabilmek için Şahsine ablanın evine konuk olduk. Çaylarımızı içtik. Ekmeklerimiz fırında güzelce pişe dursun, bizler de doğanın bizlere cömertçe sunduğu yabani otları tanımaya ve toplamaya yemyeşil arazilerin tadını çıkarmaya koyulduk. Labada, ebegümeci, ısırgan otu, gelincik,  bol bol madımak topladık. Topladığımız otların büyük bir kısmını son gün yiyeceğimiz harika gözlemeler için sakladık. 

        Akşam yemeklerimizi de keyifle yedikten sonra, mısır yapraklarından hasır örmeyi öğrendik. Bolca sohbet ettik. Sobanın tadını çıkarırken, çocuklarımızda hep birlikte harika oyunlar oynadılar, resimler yaptılar, mandala boyadılar. 

        Ertesi gün, traktörlerle çıktığımız Göldağı eteklerine eşyalarımızı bırakıp, uzun bir orman yürüyüşünün sonunda zirvenin harika manzarası altında dinlendik. Mutlu’nun yardımıyla yıkılan çam ağaçlarını açtığımız yolda bol bol bitki inceledik. Ama en güzel tarafı, aşağıda traktörümüzün yanında bizi bekleyen harika sebzeli pilavımız, ayranımız ve vişne kompostomuzdu tabi. Semaverlerde demlenen çayımızı yudumlarken, yolculuğumuzun yorgunluğuna bir çırpıda atıp, top oynadık, ip atladık. 

        Akşam yemeğimizden sonra kamp ateşimizin etrafında keyifli bir sohbet, gece yürüyüşü, patlamış mısır ve semaverde çay yine bizi bekliyordu. 

        Pazar sabahı uyandığımız yağmur, günün hoş sürprizlerinden biriydi. Planladığımız gibi gözlemelerimizi Aşıklar Çeşmesi’nde yiyemedik ama bu bizi durdurmadı. Yağmurluklarımızı giyip Aşıklar Çeşmesi’ne çıktık. Suyundan içtik. Rivayete göre gerçekten aşıksanız bu çeşmeden üç yudumdan daha fazlasını içemezmişsiniz. Kimimiz kana kana su içebilmiş olsa da biz bunu yorgunluğumuza ve susuzluğumuza yorduk J Okul/atölye alanımızda köylülerimizin ve çocuklarımızın açıp pişirdiği gözlemeleri de afiyetle yedikten sonra, köyümüzle vedalaşıp yola koyulduk. 

        Başka keyifli kamplarda yeniden birlikte olmak dileğiyle...

Banu Aldemir

5,05,2015

 

Yorum Ekle