Bu haftasonu hava durumu yağışlı gösteriyor. Katılımcılarımız da arayarak soruyorlar: Hava yağmurlu, kamp olacak mı diye?
Yağmurlu havalar kamp yapmamız için bir engel değil. Haziran ayındayız. Bir gün içinde toplasanız iki saat yağmur yağar, o da bize dinlenme ve sohbet imkanı sağlar.
Yağmurlu bir kamp çocukların gelişimi için muhteşem bir fırsattır. Yağmurun insanları eritmediğini, korkulacak bir şey değil hatta eğlenceli olduğunu, kirlenmenin güzel olduğunu, su birikintilerinde ve çamurda oynamanın ise tarifsiz bir mutluluk olduğunu yaşayarak öğrenirler. Zorluklarla başa çıkmak için de harika bir egzersizdir.
Çocuklar tüm gün ıslak ayakkabı ve ıslak kıyafetler ile dolanabilirler. Üstelik bunu hiç de dert etmezler. Büyükler bunu konuda genelde daha endişelidir. Kampımızın adı çocuk kampı olarak geçse de içeriği itibariyle tüm ailemiz için farkındalık geliştirme, daha derin öğrenme ve görme üzerine kuruludur. Biz de bu konularda yol gösteren oluruz. Yağmurlu bir haftasonu da çok keyifli geçebilir.
Sabah tatlı bir serinlikle kamp ekibi erkenden iş başında katılımcılarımız gelene kadar hazırlıklarını tamamlıyor. Yağış olasılığı olduğu için kapalı alanımız olan Dom da kahvaltı için hazır. Burası bizim soğuk ve yağışlı günlerde kapalı sınıfımız aynı zamanda. Bu haftasonu Defne Ağacım Anaokulu'nun öğretmenleri ve aileleriyle kapalı bir grup olarak kampımızı gerçekleştiriyoruz. Katılımcılar teker teker kampa ulaşıyorlar. Herkes birbirini tanıyor ve masalar hemen kuruluyor.
Katılımcılara iyi ki geldik dedirtecek kadar güzel bir hava. Yağmur olasılığı olmasına rağmen hava günlük güneşlik. Kahvaltılar ediliyor, hızlıca çöpler ayrıştırılıyor, bulaşıklar yıkanıyor. Doğruca çocuk oyun alanına koşuyor çocuklar. Hava kaykayı hiç durmuyor bugün, taa ki çocuk toplantısı başlıyor diye sesleninceye kadar.
Çocuk toplantısı zamanı. Büyüklerin olmadığı toplantılardır bu toplantılar. Çocukların her birini ayrı bireyler olarak görür, dinler, fikirlerine değer veririz. Topluluğun adil düzeni için konulmuş minimum kurallarımız var. Çocukları bu kurallar konusunda bilgilendiririz. Kamp boyunca maceracı ve riskli işler mi, sakin ve huzurlu işler mi peşinde olacağız buna ekipçe karar veririz. Maceracı ve riskli işler hep ağır basar tabii ki. Her zaman en eğlenceli olan sınırlarını aşmak değil midir? Bunun sonucunda kurulur sıkı ekipler ve güzel çocuk masaları...
Orman yürüyüşü için hazırlıklar tamamlanıp düşülüyor yollara. Kamplarımızda yürüyüşlere sadece çocuklar katılıyor. Eğer yaşı küçük bir katılımcımız varsa ona eşlik için bir yetişkin katılabiliyor sadece. Öğretmenleri eşlik ediyor bu yürüyüşte.
Ormanın gizli hikayelerini bulabilmenin tek yolu yürümek. Çocuklar bunu çok iyi biliyor. Normal yollardan yürümeyi de pek sevmeyiz. O zaman nasıl keşfeder maceranın tadına varırız?
Orman yürüyüşünde bizi bolca mantar ve kuş cıvıltıları karşılıyor. Bol gözlem ve sohbetli yürüyüşün ardından eğimli patikanın sonlarına doğru çocuklar bir ağaç ev keşfediyor. Başlıyorlar oynamaya. Büyük bir kaya en çok sevilen oyun alanımız oluyor.
Kampta kalan yetişkinler ile çayımızı yudumlarken Permakamp, Kampagidelimmibaba ve iki günün akışı üzerine kısa bir oryantasyon gerçekleştiriyoruz.
Bu hafta atölye temamız bahçecilik eğitimi. Toprak hazırlığından tohuma, fide şaşırtmadan yerine almaya ve bakımına kadar bir çok başlığı iki güne yayılan atölyelerde ele alacağız ve kendi gıdamızı nasıl yetiştirebilirizi uygulamalı bir şekilde aktarmış olacağız.
Atölyemizin ilk ayağını tamamlarken çocuklar koşarak kampa giriyorlar maceralarını anlatmak üzere anne babasının yanına.
Öğle yemeğinin ardından atölyelere devam ediyoruz büyük küçük. Çocuklar meyve saatinde içmek üzere kendi limonatalarını hazırlıyorlar önce. Sonrasında Nihan ile böceklerin izlerini sürmek üzere iz kapanlarını kurup ertesi gün gözlemlemek üzere arazinin farklı yerlerine yerleştiriyorlar. Yetişkinlerle bahçecilik eğitiminin 2. ayağını gerçekleştiriyoruz.
Saat 5, çocuklar için limonatalarını yudumlarken pekede serbest resim ve mandala saati, büyükler için ise çay saati.
Bu kampımızda katılımı iki seçenekli olarak tuttuk. Günübirlik ve kampta geceyi geçirecekler olarak. Çadır kuracak grup az olduğu için kısa bir kampçılık eğitiminin ardından hızlıca kuruldu kamp alanı. Akşam yemeğinden sonra grubun yarısı ayrılırken kalanlar ile ateş başı sohbetlerimiz devam etti.
Ertesi gün günlük güneşlik bir hava ile kahvaltımızı yapıyoruz, yarım kalan işlere devam ediyoruz, keyfimizce kendi ritmimizde, yumuşak yumuşak. :))
Öğle yemeğinin ardından Ambar'ı açıyoruz katılımcılara. Gıda Birliğimiz katılımcılarımıza ayrılmadan önce ilaçsız tarım yapan yerel üreticilerden, kurucularımızın çiftliklerinden ve Permakamp üretimlerimizden oluşan zehirsiz gıdalara ulaşma ve evlerine götürme imkanı sunuyor.
Seteney Koz