Çocuk öncesinde ki yaşantısında dağcılık ve kampcılık konularında çok tecrübeli arkadaşlarımızın bile çocuk sahibi olduktan sonra bunu denemediklerini gözlemledik. Bu bizi çok şaşırtıyordu. Erin 5.5 aylıkken 1 haftalık çadır kampı ile yaz tatilini yapmıştı. İnanın çocuğun sorunlarını idare etmekten daha zoru çocuğu çadırda hasta edeceksiniz diyenleri idare etmekti.
Biz bu tecrübelerimizi her platformda yazdık, okuyanların fikirleri değişebilir diye. Çocuğumuzla 1.5 yaşında Uludağ zirvesine çıktık. En zoru taşıma çantasında Erin'in kan dolaşımını idare etmekti. Sıkıldığı zaman uyuduğunda taşıma çantası çekilmez olmuştu. Tam yürüyemeyen ve adımları çok küçük olan birini Uludağ taşları arasında yürütmeyi hayal etmekte biraz zorlanabilirsiniz. Yürüyüş süresi, güneş, ulaşılacak yerin uzaklığı bir sürü değerlendirilmesi gereken ayrıntı var. Bunların da yazılarını bir çok yerde yayınladık. Bir kısmını da KGB sayfalarına ekledik.
Biz bunları yayınladıkça yapmak isteyen, tecrübeli tecrübesiz aileler bize ulaşmaya başladı. Bir alternatif yaratmıştık. Alternatif arayanların ilgisini çekti. İşte KGB böyle kuruldu.
Kamp aktivitelerimizi duyurmaya başladık. İstekli herkes katıldı. Yazılan yazıları herkes çok dikkatli okudu. Böylelikle kamp sorunları ve bunları nasıl idare edebileceklerine hazırlandılar. Kimi sorunları da kendileri tespit etti ve çözdü.
Bir çok katılımcı ilk defa kamp yapacaktı. Ne ile karşılaşacağını bilmiyordu. Her kamp sonrası kabiliyetiniz artar ve daha organize olursunuz. Bir süre sonra da sinirleriniz alınmış gibi olursunuz. Hiç birşey sizi üzmez. Çünkü ne olacağınız biliyorsunuzdur. Orman yolu üzerinde bir yer sofrasında paylaşılan kayısılar, keyif verir size. Şehirde 20 dk yürümeyen çocukların 3.5 saat nasıl yürüdüğüne şaşırırsınız. Ve kampta çocuğunuzun uyumuna şaşırırsınız.
Kamplarda çocuklar için hiç bir sorun yoktur. Onlar heryerde yatar, her yemeği yerler. Üşümezler. Terlemezler. Çocukların kamp ortamına uyumları mükemmeldir.
Kamp yapmak bir çok sporun temelini oluşturuyor. Yıllardır sıradışı sporlarla ilgilenip çadırı kurmayı bilmeyen çok insan gördüm. Hep savunduğum bir konudur. Hangi sporu yapıyor olursan ol kamp yaşamı konusunda kendini geliştirmeyen kişiler için çadır bir ızdıraptan öteye geçemez ama bu yanlıştır.
Kamp çok konforlu ve çok keyifli bir etkinliktir. Çok rahattır. Çok dinlendiricidir. Çok doğaldır.
Bunun dışında uyarılara kulak asmayınız. Kampı çekilmez hale getiren şey hazırlıksızlıktır. Kaçma isteğidir. Malzemesizliktir. İşte bu konularda eksiklerinizi gidermenizi sağlayacak bilgiler bulacaksınız bu sayfalarda. Tecrübe konusuda da etkinliklere katılarak siz kendinizi geliştireceksiniz. Sonucunda kaç yaşında olursa olsun çocuğunuz size “kampa gidelimmi baba” diyecek. Uzun süredir unuttuğunuz kamp ateşini ve yıldız dolu gökyüzünü hatırlayacaksınız.
Çocuğunuzla yıllar yılı belkide en çok şeyi paylaşacağınız aktiviteler olarak kalacaktır. Sonrasında da yine bir çok sıradışı sporu ilgilerine göre birlikte bu sayfalar üzerinden organize olarak yapan arkadaş olmuş çocuklarımızı, aynı dili kullanan ergenleri, yolculukları paylaşan dostları görürmüyüm bilmiyorum ama hissediyorum.
Kampcılık yapmaya başlamak istiyorsanız ilk adımı attınız demektir.
Son olarak “kampa gidelimmi baba” aktivitelerine anneler de katılabiliyor tabii ki. “kampagidelimmiAnne” sayfaları da aynı yere geliyor zaten. Ama çocuğun yetiştiği ilk yıllardan sonra anne üzeriden bazı görevleri biraz baba üzerine almanın en eğlenceli yollarından biri olarak BABA yı görevlendirelim dedik. Başka bir sebebi yok.
Sonraki yazılarda görüşmek üzere
Alpay Oğuş