Ama bunun için Cumartesi gelecek misafirlerimizi bekledik. İlk günümüz yakın çevre keşfi ile geçti. Önceki kampta olduğu gibi ortak alanlarda toplanmakta zorluk çektik. Sebebi herkesin evindeki odaları ve demlediği çayları ve evsahibi ile yaptığı muhabbetleri bırakamaması idi.
2. gün sabahı lodos en hızlı haline ulaşmış olsa bile traktör römorkuna binip Göldağı’na doğru yola koyulduk. Gece devrilen 5-6 ağacın yolu kapatmasına hazırlıklı idik. Yolu açtık. Göldağı’na vardığımızda hafif çocukları uçurabilecek bir rüzgar ile karşılaştık.
Göldağı şu anda 3-4 ailenin yaşadığı terkedilmiş bir Rum köyü. Yapılarda Kerpiç ve ağaç örgü duvarların kullanıldığı yıkılmasından ve bakımsızlığından dolayı artık çokta fazla zamanı kalmamış bir köy. Kesinlikle kurtarılması gereken bir durumda. Umarım projemizin gücü buna yeter.
Sonrasında okulumuzda biraz vakit geçirdik. Boya yaptık. Ateş yaktık. Çok acıktık. Ekmeğimizin üzerine salça sürüp yedik.
2 gün yine bize yetmedi. Kalbimiz bu güzel insanlarda bu güzel köyde kaldı. Yazın daha kapsamlı değişik programlarla blog kısmında anlatacağımız proje kapsamında gelişimi için çalışacağız.
Görüşmek üzere