Bu haftasonu hava durumu yağışlı gösteriyor. Katılımcılarımız da arayarak soruyorlar: Hava yağmurlu, kamp olacak mı ?
Yağmur kamp yapmamız için bir engel oluşturmuyor. Haziran ayındayız. Bir gün içinde toplasanız iki saat yağmur yağar, o da bize dinlenme ve sohbet imkanı sağlar.
Yağmurlu bir kamp çocukların gelişimi için muhteşem bir fırsattır. Yağmurun insanları eritmediğini, korkulacak bir şey değil hatta eğlenceli olduğunu, kirlenmenin güzel olduğunu, su birikintilerinde ve çamurda oynamanın ise tarifsiz bir mutluluk olduğunu yaşayarak öğrenirler. Zorluklarla başa çıkmak için de harika bir egzersizdir
Bu kampımızda, mutfakta iki gün boyunca Permakamp kurucularımızdan Onur ve Seda bize yerel üreticilerden temin ettiğimiz ürünler ile nefis yemekler hazılıyorlar. Mis gibi bir kahvaltının ardından çocuklar için orman yürüyüşü, yetişkinler için oryantasyon zamanı. Çocuklar yürüyüş için telaşlı ve heyecanlı bir hazırlık sonrası benimle kamptan ayrılırken büyükler ile de Permakamp ve kampagidelimmibabayı tanımak üzere Gökhan oryantasyona başlıyor.
Ormanın gizli hikayelerini bulabilmenin tek yolu yürümek. Çocuklar bunu çok iyi biliyor. Normal yollardan yürümeyi de pek sevmeyiz. O zaman nasıl keşfeder maceranın tadına varırız?
Orman yürüyüşünde bizi bolca mantar ve kuş cıvıltıları karşılıyor. 45 dakikalık yürüşün ardından eğimli patikanın sonlarına doğru çocuklar bir ağaç ev keşfediyor. Bir diğeri sarmaşıktan salıncak yapıyor, sallanıyor. Büyük bir kaya en çok sevilen oyun alanımız oluyor.
Hepimiz çocuğumuz esnek düşünsün, yaratıcı olsun, özgüveni yüksek olsun, kendini doğru ifade etsin isteriz. Doğa dengeleyen enerjisi ile kimin ne ihtiyaçı varsa onu verir, iyileştirir. Bizler de buna uygulamalarımızla aracılık ederiz. Orman bizim oyun alanımız olur. Doğa farkındalığı hem kendimizi hemde çevremizi algılamak için muhteşem bir yol.
Oryantasyonda kampagidelimmibaba fikrinin çıkış noktasından başlıyoruz. Permakamp'ın kuruluş hikayesi, işleyişi ve yaşamdan örnekleri paylaşıyoruz. Kompost tuvalet hayli ilgi çekiyor. Pandemi dönemi yürüyen evler de oldukça dikkat çekiyor.
Oryantasyon tamamlanırken çocuklar da maceralarını anlatmak üzere heyacanla koşarak kampa giriyorlar.
Öğle yemeği sonrası sırada buğday hasadı var. Ekokamplarda dönemine göre farklı uygulamaları gözlemleme ve içinde yeralma şansınız oluyor. Düşünsenize şehre bu kadar yakın elle buğday hasat ediyorsunuz. Çocuklar elle buğday hasat edilirken oradalar ve hasada katılıyorlar. Yıllar sonra çocukların anılarında nasıl yer edecek acaba bu deneyim? Katılımcılarımız ve Permakamp kurucu aileleri hep beraber buğdayları tırpan ile kesip öbek haline getiriyoruz.
Keyifli bir moladan sonra akşam yemeği öncesi bir biçme işi daha var. Çadırların kurulacağı alandaki otlar kesilip yatırılıyor. Sadece çadır kuracağımız yerdeki otları kesmemiz bizim için yeterli. Diğer otlar ise arılara ve böceklere kalsın. Her kampta olduğu gibi temel kampçılık eğitiminin ardından hep beraber çadırlar kuruluyor. Çoçuklar arkadaşlarını yeni evlerine davet ediyor.
Hava kararıyor akşam oluyor. Çocuklar hemen farkediyor ateş böceklerini. Milyonlarca ateş böceğini ne yazık ki size fotoğrafla göstermek mümkün değil. Ancak hayal etmeniz gerekiyor:)) Zifiri karanlık içinde uçuşan milyonlarca ışık noktası. Sihir gibi ya da mucizevi bir an gibi. İçinden geçebiliyorsun, avcuna alabiliyorsun, etrafındalar, heryerdeler...
Kamp ateşini katılımcı babalar yakıyor. Gün içinde beraber terlemiş olmanın akşam sohbetine ayrı bir etkisi oluyor. Ateş bir başka güzel yanıyor. Olmazsa olmaz masalın ardından yıldızlı gece altında kimi çocular sandalyelerinde, kimileri çadırlarında uykuya dalıyor.
Ertesi sabah bizden de erken kalkan sincaplar masalarda geziniyorlar. Ne yazıkki bazı çocukların sincapların sesleriyle yetinmeleri gerekiyor.
Öğle yemeğinden önce oyun alanındaki çocukların sesleri azalıyor. Ne oluyor diye gittiğimde ağların üzerinde bir toplantı yaptıklarını görüyorum. Ne oldu? Önemli bir konuda karar mı alıyorlar? Bir problem var da onu mu çözüyorlar? Bunlar bizi ilgilendirmez. Çocuklar ortak hareket etme konusunda muazzam bir beceriye sahip.
Öğle yemeğinin ardından yerel üreticilerimizden, kurucularımızın çiftliklerinden ve kendi üretimlerimizden oluşan zehirsiz gıdalarımızın bulunduğu ambarımızı açıyoruz. Katılımcılarımız kamp boyunca yediği, sevdiği ürünleri evlerine götürme imkanı buluyor.
Ve yeniden görüşmek üzere birer birer uğurluyoruz katılımcılarımızı.
Seteney Koz