Çiğdem yaylasını ilk kez böyle gördüm. Daha önceleri kamp yaptığımız çadır kurduğumuz yerler su toplamış doğa gölet olmuş. Kıyısına kampımızı attık. Ama su sorunumuz var gibi görünüyor. Köylüler daha yaylaya çıkmamış ve çeşmeler tamir edilmemiş. Gürül gürül akan çeşmelerde su yok.
Çocuklarımıza köy yaşamını deneyimletmek adına bu türde gezileri yapmayı uzun süredir istiyordum. Kırıntı köyü benim çok sevdiğim köylerden biri. Çevresi ve içindeki evler nispeten korunmuş ve ulaşım çokta kolay olmadığından çok ziyaretcisi yok şimdilik. Hayvanclık yapılıyor. Her ev kendi bahçesinde üretim yapıyor. Daha büyük oranda bir tarım yok. Endüstriye tarım yapılan tarlalar var ve bunların sayısının artmaması ancak köylünün bilinçlenmesi ve geçimini sağlayacak katma değerli ürün satabilmesine bağlı.
Adı gibi Kocaman olan yaylamız yine çok güzel 2 gün hediye etti bize. Bu sefer katılımcılarımız en çok kuru kıyafet sıkıntısı çektiler. Ne diyelim bizim görevimiz bu. Bu sefer katılımcılar kendi medyalarında birçok yazı yazdılar. Bizde bu kamp güncemizi bu yazıları derleyerek yapmayı düşündük. Haydi keyifli okumalar.
Sağnak yağmur uyarıları eşliğinde yola çıktık sabah erken. Gebze’den sonra yağmur kesildi. Yalova’da tekrar başladı. Hatta buluşma yerinde hafif bir ciseleme vardı. Maceracı aileler kararlılıkla gelmişler son eksiklerini tamamlıyorlardı.
Kış bitti. Gördüğümüz kadarı ile tam olarak bahar başlamamış. Hafif rüzgar eşliğinde hafta sonu Soğucak yaylası Çocuk kampını tamamladık. Katılımcılar keşke yazsa. Onlar yazmadığı için bana kalıyor bu yazı meselesi. Ama gördüğüm kadarı ile Erin çok özlemiş kampları. Zincirlerinden boşalmış tutsaklar gibi biran durmadan, oturmadan, gece yatarken yarın yapılacakları listeleyerek yattığı bir hafta sonu oldu.
Evet bu sefer hava tahminleri tuttu. Menekşe yaylasında biz sabaha kadar yağan yağmurun altında uyuduk. Bulunduğumuz yeri su basar mı? diye gece kontrol bile ettim.
Katılımcılar yağış uyarılarına kulaklarını kapatıp iyi hazırlanmıştı. Sadece kurulum sırasında biraz yanlış gerilmiş bir çadır gece sorun çıkardı. Yağış olacağı belli olduğundan çadırlar iyi gerilmiş ve suyun akmasını yada iç tenteye değmesini engellemek ilk görevimiz olmuştu. Birde giriş kısmında bir boşluk olmayan çadırlarda çadıra girmek için tenteyi açtığınızda yağmur direk iç katmana yağan bir model vardı. Bu model çadırda da hafif bir ıslanma oldu.
Belentepe Bursa Keles Bölgesinde bir Permakültür Uygulama Çiftliği. Sürdürülebilir yaşam tasarımlarına göre yaşam alanlarını ve topraklarını dönüştürmeye çalışıyorlar. Taner ve Birand çok özverili bir çalışma yürütüyorlar. Uzun sürelerdir bazı temel işler bitmediğinden onları ziyarete gidemedik. Fakat bu Eylül sonu zamanı geldiğini düşündük artık.
Kampa ulaşmak zor olmadı. Herkes iyi organize olmuştu. Çiftliğe vardığımızda bir kahvaltı sofrası karşıladı bizi. Çaylarımızı içtikten sonra Taner bize çiftliği gezdirdi ve kısa bir permakültür tanıtımı yaptı. Son yaptığı yükseltilmiş yataklar halen hasat edilecek ürün dolu idi. Çocukların hepsi önce domateslere daldı.
Daha çok kampcının görmesini istediğimden dolayı bu sene 2. Kez Kocayayla kampı düzenledik. Tahmin ettiğim gibi kalabalık oldu. Buluşma noktasına bizim geç kalmamız bu senenin en önemli bombalarından biri oldu. Hemen hemen herkes benden önce gelmişti. Durmadan yaylaya tırmanışa geçtik. Yol boyu çiseleme devam etti. Ama hava kuru olduğundan soğuk çok hissedilmedi.
Değişik tecrübede 62 büyük 29 çocuk bizler, parçalı bulutlu ve yağışlı hava uyarılarını almamıza rağmen menekşe yaylasındaki kampımızı tamamladık. Bu kamp ile birlikte artık sınırlarımızı bir adım üste taşıdığımızı düşünüyorum. Çadırlarımız sırılsıklam oldu ama bizler hep kuru kaldık. Hava bize misafirperver davrandı. Ara ara ciseledi ve tam bastırmadı. İşlerimizi hızlı yapmak için uyardı.
Sabah buluşmamız çok keyifli idi. Ama iyileştirmek lazım. Buluşma saatine uymak önemli bir konu. Sonrasında konvoy halinde ekmeklerimizi aldık. Doğru yaylaya yaylandık. Yolda kestane ve elma için durunca yol biraz uzadı haliyle. Kamp alanımıza ulaştıktan sonra hızlıca planlamaları yaptık. Herkes seçtiği yere çadırını kurdu. Yeni mahalle en kalabalık olandı.
Delmece yaylası kampı için heyecanlıydık, 2. çadır kampımız olacaktı. Geçen sene İpek 2.5 aylıkken gitmiştik ilk çadır kampımıza ve tadı damağımızda kalmıştı. Kampagidelimmibaba ekibi ile cumartesi sabah erkenden yola çıktık. Biraz Eskihisar-Topçular Feribot çilesi(uzun bekleyiş-düzensizlik) çektikten sonra Yalova’ya önce bir kahvaltı mekanına vardık. Burada diğer ekip ile buluştuk. Kamp antrenmanları yapıldı:)