Yaylada sisli hava karşıladı bizi. Hızlıca kamp kurulumumuzu yaptık. Diğer yaylara göre buluşma yerimiz ile yayla yakın olduğundan çok zamanımız kalmıştı yürüyüşe kadar. Bizde keyfini çıkardık. Yer yer hava bizi serinletecek şekilde serpinti yağış yapıyordu. Ama yağmur hiç görmedik. İlk gün orman içinden köye rotamızı yürüdük. 5.5 km iyi bir yol. Köyün içindeyken 50 m ye kadar görüş veren bir sis vardı. Köyden ayrıldığımızda hava tekrar açtı. Biz güneş için sevinirken birden hava kapanmaya başladı ve gün boyu olan rüzgar şiddetlendi. İlk defa tüm çadırların rüzgar iplerini bağlattım. Gece boyunca rüzgar hiç kesilmedi. Ama bu gecenin ısısını yükseltiyordu. Ateş kısmı biraz rüzgarlı olmuştu. Ateşin sıcak tarafına kimse oturamıyordu ama öbür tarafta pek ısıtmıyordu.
İşte burda türk zekası devreye girmiş. Ben Erin’i uyutup geldiğimde bir baktım 3-5 kişi kalmış. Onlarda mutlu mesut muhabbaet ediyorlar. Otur abi dediler kamp koltuğuna oturdum. Ardından koltuk altı köz servisi başladı. Abi o ne güzel sıcak. Bağımlılık yapar. “Tüm gece koltuk altı köz” Caps’leri ile gecemize renk kattık.
Sabah yine kapalı hava bizi karşıladı. Böyle havaları deneyimlemek çok iyi geliyor bana. Farklı bir enerjisi var. Farklı bir iz bırakıyor. Yürüyüş tabii yine kaçmaz aktivitemiz. Bu sefer ters tarafa bir keşif. Yolun sonuna doğru artık bitmiş bedenler. 6 km iyi geldi.
Döndük ve hava açma emareleri verdi. Toparlanmıştık ama güneşi görünce tekrar yayıldık.
Vee mayolar boşuna gelmemişti Göle girdik. Hava acayip ısınmıştı. Buz gibi göl suyu ancak yetiyordu serinlemeye. Kalanlar üşüyene kadar devam ettik. Sonra tekrar yolara düştük.
Biz bu hafta sonu “AVM’ ye Gitmedik”
Alpay Oğuş