Dedetepe Ekolojik Çiftliği
Kampın içeriğine geçmeden önce biraz Dedetepe’den bahsetmek istiyorum. Dedetepe Ekolojik Çiftliği Türkiye’de az sayıda bulunan ekolojik çiftliklerden biri. Ekolojik çiftlik nedir derseniz, doğaya saygılı yaşam alanları olarak özetleyebilirim. Bir çiftlik hayal edin, çiftlikte üretilen sebzeler mutfakta günlük olarak pişiyor, doğaya saygılı temizleme malzemeleri kullanılıyor, atıkların neredeyse tamamı çiftlikteki hayvanlar tarafından tüketiliyor. Doğadan gelenler yine doğa ile buluşuyor. Kısaca çiftlikteki hiç bir şey ziyan olmuyor. Günlük tüketim yapılıyor, buzdolabı yok, aynı eski zamanlardaki gibi..
Dedetepe Ekolojik Çiftliği’nde Kalış
Dedetepe Çiftliği’nde kütük ev veya çadırda kalma opsiyonları var. Biz kütük evi tercih etmiştik ama gece sıcaktan dolayı çadır daha iyi bir opsiyon sanırım. Tüm kalış opsiyonları için Kampa Gidelim mi Baba sitesini inceleyebilirsiniz. Bu bir haftalık bir kamp deneyimi olacağından, daha önce hiç kamp deneyimi yaşamadıysanız öncesinde bir hafta sonu kampı yapıp, kampçılığa giriş yapmakta fayda var sanki:)
Kampın üçüncü günü Cemre beta olduğu ve 40 dereceye çıkan ateşi ateşini önleyemediğimiz için maalesef ayrılmak durumunda kaldık. Ama geçirdiğimiz 3 gün efsaneydi… İnşallah seneye daha uzun kalmak için tekrar gideceğiz.
Dedetepe Çocuk Kampı’na Gitmek için 8 Neden
1. Kamp kampçılık konusunda oldukça deneyimli bir ekip tarafından düzenleniyor. Sevgili Alpay ve Muna kampta bizim kolaylaştırıcılarımızdı.
Kamp hayatına ilk kez adapte olan bizim gibi ailelere oldukça destek oldular.
2. Kampta yaşam, doğayla ve hayvanlarla tanışma ve kaynaşmadır.
Daha önce hiç bir hayvana dokunmamış ya da temasta bulunmamış çocuğunuzu bir köpekle gezerken bulabilirsiniz.
3. Kampta çocuklar zorluklarla karşı mücadele etmeyi öğrenirler.
Kampta pek çok alan çocuklar için zorluydu. Yürüdüğümüz yollarda çalılar vardı, ya da merdivensiz yokuşlar. İlk giriş yaptığımızda neden oraya merdiven yapmadıklarını anlamamıştım. Sonradan öğrendim ki buradan inmek&çıkmak bir öğrenme süreciymiş. Bir iki gün içinde iki yaşında çocuklar kayarak ne kadar keyifle oradan iniyorlardı.
4. Dedetepe Çocuk Kampı’nda çocuklar nehirde yüzmeyi öğrenirler.
Nehir suyu bana o kadar soğuk geliyordu ki, bu yaşıma kadar nehre sadece ayaklarımı sokabiliyordum. Çocuklar nehir suyuyla çok daha erken yaşta tanıştılar ve bayıldılar. Onlar için su çok soğuk değildi ve eğlenceliydi. Nehirde yüzmekten keyif almayı öğrendiler, biraz daha kalsak sanırım atlayacaklardı da…
5. Dedetepe Çocuk Kampı’nda ebeveynler yavaşlamayı öğrenirler.
Yavaşlamak üzerine her gün onlarca yazı okusak, çabalasak da yavaşlamak, şehirli anne babalar için maalesef kolay değil. Şehirde bir ritim var, gidilecek yerler, yapılacaklar alınacaklar ve tüm bunlar için sürekli koşturmak gerekiyor. Koşmak içinse çocukların da yetişkin hızına uyum sağlamaları gerekli. Tabi bu çok gerçekçi olmadığı için de çoğu zaman bir problem konusu ailelerde. Oysa Dedetepe’de zaman yavaş akıyor. Kampın düzenleyicisi sevgili Alpay Oğuş, iki km yolu şelaleye doğru yürürken diyor ki; ‘çocuğunuz yavaşlamak istiyorsa yavaşlayın, durmak istiyorsa durun, onun hızına uyum sağlayın. Çocuğun ritmi size yol göstersin. Onun ritmi sizin ritminiz olsun.’ diyor. Öyle de yapıyoruz.
6. Dedetepe Çocuk Kampı’nda akşamları ateş yakmaya destek olur, ateşin çevresinde oturur alevleri izlerken masal dinlerler.
Şehirde ateş yakmak gibi bir imkan ve ihtimali olmadığı için bu çocuklar için önemli ve keyifli bir öğrenme. Bizimkiler başında oturup uzun uzun alevleri izlediler. Ateş başını tabiki de bir masalla taçlandırdık.
7. Dedetepe Çocuk Kampı’nda çocuklar sıkılmazlar, çünkü sıkılacak zamanları olmaz.
Kampta her zaman yapacak bir şeyler vardır, ya çamurdan heykeller yaparlar, ya mandala boyarlar, ya da havuzda serinleyebilirler. Zaman hep dolu dolu ve eğlenceli geçer. Hava sıcak olduğundan her gün mutlaka yüzerler.
8. Dedetepe Çocuk Kampı’nda çocuklar arkadaş olurlar, akranlarından öğrenirler, keyifli vakit geçirirler.
Bu akranlar bazen bir insan olur, bazen bir at olur bazen de bir köpek olur. Her zaman sohbet edecek bir arkadaş vardır. Birlikte olmaktan keyif alırlar.
Yolculuk
İstanbul araç ile Kaz dağlarına ulaşım sağlanıyor. Araba seyahatinde molalarda hayatınızı kolaylaştıracak bazı önerileri burada bulabilirsiniz. Mola yeri olarak biz Balıkesir’de Yücel Restoran‘ı seçtik, içindeki mini çocuk parkı ile çok rahat ettik. Fiyatlar İstanbul’un yarısı civarındaydı, yemekler güzeldi.
Dedetepe Çocuk Kampı’na katılmak için ‘Kampa Gidelim mi Baba‘ sitesini ya da Facebook sayfasını takip edebilirsiniz.
Güneş Anne
link - Kaynak