23-24 Nisan 2022 – İzmit Subatım Yaylası Aile- Çocuk kampı Güncesi

Uzun süren kışın ardından yaylalara merhaba demek, toprağın ve baharın kokusunu içimize çekip bizi bekleyen maceralara doğru yola çıkmaya hazırız. Ekibimiz her zamanki gibi neşeli ve yaylaya varmak için sabırsızlar. Bu seferki kampımıza 3 tane birbirinden akıllı hayvan dostumuz da katılıyor, Kuki, Freyr ve Zeo. Onların da yabana özlemlerini kamp alanına ilk vardığımız dakikadan itibaren gözlemliyoruz. Sıkı arkadaş olup oyunlar oynamaya başlıyorlar.

Kışın ne kadar zor geçtiğini, kardan yıkılmış ağaçları görünce daha iyi anlıyoruz. Kar yığınlarını taşıyamayan onlarca gövde ve gövdeden ayrılmış birçok dal tekrar toprağa düşerek çürümek ve toprağı beslemek üzere dönüşümünü sürdürüyor. Çevrede bizden başka pek kampçı yok, yalnızca avcılar ve doğa yürüyüşü yapan bir gruba rastlıyoruz tüm kamp boyunca...

Yazın sonunda kurumaya yüz tutan dere, buz gibi suyu ile bizi karşılıyor ve vakit kaybetmeden paçaları sıvayıp kendimizi eriyen kar sularından çağlayan dere yatağında yürümeye başlıyoruz, adeta bir terapi gibi bu yürüyüş…Çocuklar ve köpekler bu bölümde en çok eğlenenlerin başında ☺ Buradan asla ayrılmak istemiyorlar ama daha gözlemleyeceğimiz bir sürü şey olduğundan yürüyüşümüze devam ediyoruz.

Bazen işler planın dışında gelişir ve bu bize sinerjiyi yakalayarak birlikte bir şeyleri başarmak, ortak karar alıp hareket etmek adına fırsatlar verir. Bu kampta da yine böyle bir olayın ekip ruhu ile üstesinden geliyoruz. Güneş almayan bölgelerden birinde, henüz erimeyen kar yığınları vardı ve katılımcılarımızdan birisi yanlışlıkla o yola girmiş ve araç kara saplanmış. Ekipçe bölgeye gidip aracı kaldığı yerden kurtarıyoruz. Elbette bu fırsatı kaçırmayarak, baharda kar topu oynamanın keyfini çıkarıyoruz, hatta kendine minik kardan adamlar yapanlar bile var aramızda ☺

Yürüyüş dönüşü güle oynaya hazırlanan akşam yemekleri, pürüzsüz bir gökyüzü ve yıldızlar altında ateş başı sohbetleri…Ardından günün tatlı yorgunluğunu giderecek mis gibi bir uyku…

Birçok zaman yaşanan anıları tam olarak yansıtamadığımızı düşünürüm. Hatta bazı anları fotoğraflasan bile aynı hissiyatı vermiyor. Mesela yaylaya yayılan kekik kokusunu size hissettirebilmek isterdim. Bu durumu en iyi anlatan bir sosyal medya gönderisini de aşağıda alıntılıyorum.

Bu yazıyı şu an hala okuyorsanız, bir dahaki kamp gününe göz atın ve bize katılın.
Unutmayın ki aşamadığınız tek engel, kapınızın eşiği ;)

Sağlıcakla kalın,

Volkan Üstün

 

“ O kadar zor ki keyfi çok büyük ama kadraja sığmayan fotoğrafları paylaşmak benim için…

Doğaya saygı duyarak, minimum ihtiyaçla, karmaşa olmadan doğa ile vakit geçirmenin mutluluğunu sizlere ne satırlarla, ne de foto videolarla anlatamam. Çünkü sığdıramazsınız. Zaten ani yasarken en güzellerini beyninize kaydedebilirsiniz ancak. Diğerine ne vaktiniz ne de isteğiniz yoktur. Ne hoştur ki farklı ama ayni özdeki insanlarla konforlu, en doğal, olduğu gibi kabul gösterdiğin ve gördüğün; yargısız, yardımsever bir o kadar gerçek samimiyeti hissetmek…Sadece paylaşmak için, ayni duyguyu ve heyecanı yaşamasını istemek için anlatmak… Çok keyifli, anılarımızda yer edecek bir kamp deneyimiydi bizim için? Emeği olan, bizimle bu zamanı paylaşan siz güzel insanlara bir kez de buradan teşekkür etmek isterim.

Sizleri tanıdığıma en başından beri çok mutluyum. Bu sayı ve ayni oranda nitelik artarak devam ediyor. Önümüzdeki kamplarda karşılaşmak ümidiyle, kendinize iyi bakın. Hayatlarınız kamp gibi geçsin❤️ @kampagidelimmibaba @ustunvolkan”

Bilgecan Özer 

Yorum Ekle