Güzel bir kamp olacak gibi duruyordu, herkes heyecanlı ve keyifliydi. Doğa bizi yine sağaltacak, yepyeni şeyler gözlemlememizi sağlayacaktı belki de…
Çocuklarla beraber “kök söktürmek” deyiminin ne olduğunu anlamıştık bamya köklerini sökerken. Bamya saplarını malçla çevirirken hepimizin yüzleri gülüyordu ama. Ertesi gün dikim yapacağımız alanlar için kullanacaktık bu malç malzemesini.
Yetişkinler kendi atölyelerinde bakterileri “yönetmeyi” öğrenirken, biz toprağın içindeydik çocuklarla beraber, yine…
Doyulamıyor bu kamplara, nedense hep bir zoru daha isteniyor. Tatlı hava bize izin verdi vermesine ama bu tatlı havaya doyamayanlar Permakamp’tan ayrılırken kışın da hep beraber kampa gitme planı yapıyorlardı.
Doğanın her parçasıyla iletişim kurduğumuz, doğal malzemelerle ürün ürettiğimiz, ekim dikim yaptığımız, oyunlar kurduğumuz, çadırlarımızda konaklayıp, ateş başında sohbet ettiğimiz, temiz gıdalarla hücrelerimizi doyurduğumuz, sonbaharın tatlı havasını, akşam soğuğunun hissini tattığımız bir harika kampı daha bir sonrakini planlayarak geride bıraktık…