Uzun bir aradan sonra üçüncü kez Doğu Karadeniz'e bir gezi yapıyoruz. İlkini 2007 yılında çocuksuz bir çift olarak motosikletle yapmıştık İkincisini 2009 yılında arabayla oğlumuz Ardıç henüz 4 aylıkken Çamlıhemşin merkezli gerçekleştirdik. Bu kez Kampa Gidelim mi Baba? grubuyla 20'ye yakın çocuk 40 kişilik bir toplulukla 14-21 Haziran 2015 tarihleri arasında yine Çamlıhemşin ve Kaçkarları hedef aldık. Bu son maceramız uzun dağ ve patika yürüyüşü ağırlıklı bir gezi oldu.
Kurşunlu köyünün yollarını bu kez Meşe Palamudu okulunun velileri, öğrencileri, öğretmenleri ve yöneticileriyle tuttuk. Yaşları küçük bu misafirlerimizi yine macera dolu bir kamp bekliyordu.
Yaz kamplarımız başlamadan son mayıs kampımız Kırıntı. Senede 2 kez gelmeden edemiyorum. Birde eylül çivarı böğürtlen ve elma için geliyoruz buralara. Yollar beklediğimden bozuk. Yer yer arabalar takılıyor ve zorlanıyoruz. Ama hiçbiri engel değil. Bir ara arkadakileri beklemek için arabadan indiğimde çok yeni ayak izleri görüyorum. Bir Ayı ‘ya ait. Toprak yoldan orman içine çark etmiş.
Çiğdem yaylası kamp macerasını yazma görevi bu sefer bana ait. Özellikle yazmak istedim çünkü bu Erin doğduğundan beri O’nsuz yaptığımız ilk kamp. Nisan ayından beri her hafta sonunu kampta sonra da yazı Dedetepe’de geçiren oğlumuz isyan bayrağını çekti bence bu sefer : "siz gidin ben anneannemle kalacağım” dedi. Biz de kabul ettik. Perşembe akşamından kendisini anneannesine uğurlayıp işlerimizi toparlayıp Cuma akşamı hazırlanıp Cumartesi sabahı eski günlerdeki gibi gün doğumunda yola çıktık.
Çocuklarımıza köy yaşamını deneyimletmek adına bu türde gezileri yapmayı uzun süredir istiyordum. Kırıntı köyü benim çok sevdiğim köylerden biri. Çevresi ve içindeki evler nispeten korunmuş ve ulaşım çokta kolay olmadığından çok ziyaretcisi yok şimdilik. Hayvanclık yapılıyor. Her ev kendi bahçesinde üretim yapıyor. Daha büyük oranda bir tarım yok. Endüstriye tarım yapılan tarlalar var ve bunların sayısının artmaması ancak köylünün bilinçlenmesi ve geçimini sağlayacak katma değerli ürün satabilmesine bağlı.
Temmuz 2. Kamp biraz daha kalabalıktı. Katılımcıların uyumlanma süreçleri ve karakterleri farklı olduğundan her kampın süreci de farklı olur. İlgi alanları ya da dikkat süreleri yaptığımız aktivitelerin süresini veya sırasını belirler. Bu sürekli olarak değişebilen, gözlemlere dayanan bir esneklikle yürütülür. Bu sebepledir ki kafamızdaki hiçbir program zorunlu olarak akmaz.
Dedetepe yine çok farklı süprizlerle karşıladı bu yıl bizi. Öncelikle geçen yıldan gönüllü olarak kalmaya devam eden Alessandro ve Stefania hala oradalardı. Bu mükemmel ekmeklerin ve pizzaların yaratıcısı onlar. Geçen yıl kampta olmayan Muhammed ise bu yıl bir sürü proje ile çiftliğe çok renk getirmişti.
Yıllar önce kamp yapmaya başladığımızda, çadır içinde yaşayıp kampcılık sporunu zaten bu işin içinde olmayanlara ve yakınlarımıza anlatmakta zorluk çekiyorduk. Toplumun genelinde alışıla gelen bir çadırcılık alışkanlığı var ama bunu sportif bir aktivite olarak yapmak pek yaygın değil ve bilinmiyor.
Seneler içinde bu konuda çalışma yapan bir çok kulübün etkinlikleri ile kavram değişti ve yerine oturdu. Çocuğumuz olduktan sonra normal aktivitelere katılımımız azaldı doğal olarak. Böylelikle kamp konusunun bir başka sorunlu olan bölgesini görmüş olduk. Çocuklarla kamp yapmak pek yaygın değil.