Hesapta nisan ayının son haftasonunu güneyde biryerde kamp yaparak daha ılıman geçirmeyi hayal etmiştik. Kar yağdı bildiğin. 1 mayıs kampını da artık mayıs yahu deyip göle girmeli olur diye Taraklı olarak belirledik. Hehe şimdi yine kar yağdı diyeceğim sandınız değilmi. Hayır deliler gibi yüzdük.
Aylardır beklenen özlenen haftasonu yayla kamplarının bu haftasonu açılışını yaptık. Bu sene sert bir kış geçtiği için özellikle Nisan ayının son haftasını beklemiştik kamplara başlangıç yapabilmek için ne de olsa artık Nisan’ın son haftası yayla bile olsa tamam belki sıcak bir hava beklemese de bizi bahar havasını hissetirir diye düşündük. Heyecanla sabah yola çıktık, sabah hava güneşliydi bu da içimize umut serpti lakin Yalova’ya geldiğimizde bizi sert bir rüzgar karşıladı. Daha yaylaya çıkmadan oldukça serin bir havanın bizi beklediğini anlamıştık. Bizim için kötü hava şartı yok elbette doğru malzeme var, o yüzden yola koyulduk.
Kampa gidelim mi baba ile Kaçkarlar'da olağanüstü yedi gün geçirdik. Bu kampa ilişkin söylenecek çok şey var, öncelikle yaşları 4 ila 11 arası değişen çocukların doğaya uyumu ve bu görece zor coğrafyada, büyüklere nazaran dayanıklılıkları, yedi aylık fena halde hamile Meltem'ciğimin kaprissizliği ve rehberimiz Alpay’ın yetkinliği, doğadaki rahatlığı ve çocuklara olan güveni beni en çok etkileyen şeydi. Kaçkarlar'ın sihiri öncelikle su, görmeseniz bile sesini duyduğunuz, yağmur yağmasa bile ıslaklığını hissettiğiniz su. Sonra çiçek denizi, burnunuza dolan çiçek kokuları, çiçek tozları. Binbirçiçek dağları ve duman.
Bu ikinci Kaçkarlar kampında sayımız biraz daha az. Havaalanında bizi çamlıhemşine götürecek araçlarımızda buluştuk. 2 saat içinde öğlen yemeğini yediğimiz yerdeyiz.Bu sefer programı biraz değiştirdik. Verçenik yerine kale yaylasına gitmeye karar verdik 2. Gün. İlk gün yine Gobaca dağ evi. Ama bu sefer hepimiz aynı evde kalıyoruz. Önceki kampın aksine açık havada başladık. İlerleyen zamanlarda neler olur bilinmez. Ertesi gün kale yaylası gezimizi uzun bir yürüyüşle tamamladık. 2003 yılında Tatos Gölünden (sanırım) çıkıp saatlerce yürüyüşten sonra gelip sığındığımız imamın evini gösterince Uğur bir garip oldum. Taş evleri gözümüze kestirdik. Birsürü yaşayan çatı taş ev var. Çayımızı içtikten sonra Kale’ye çıktık. Dik tırmanışta çocuklar oldukça başarılı idi.
Uzun bir aradan sonra üçüncü kez Doğu Karadeniz'e bir gezi yapıyoruz. İlkini 2007 yılında çocuksuz bir çift olarak motosikletle yapmıştık İkincisini 2009 yılında arabayla oğlumuz Ardıç henüz 4 aylıkken Çamlıhemşin merkezli gerçekleştirdik. Bu kez Kampa Gidelim mi Baba? grubuyla 20'ye yakın çocuk 40 kişilik bir toplulukla 14-21 Haziran 2015 tarihleri arasında yine Çamlıhemşin ve Kaçkarları hedef aldık. Bu son maceramız uzun dağ ve patika yürüyüşü ağırlıklı bir gezi oldu.
Kurşunlu köyünün yollarını bu kez Meşe Palamudu okulunun velileri, öğrencileri, öğretmenleri ve yöneticileriyle tuttuk. Yaşları küçük bu misafirlerimizi yine macera dolu bir kamp bekliyordu.
Yaz kamplarımız başlamadan son mayıs kampımız Kırıntı. Senede 2 kez gelmeden edemiyorum. Birde eylül çivarı böğürtlen ve elma için geliyoruz buralara. Yollar beklediğimden bozuk. Yer yer arabalar takılıyor ve zorlanıyoruz. Ama hiçbiri engel değil. Bir ara arkadakileri beklemek için arabadan indiğimde çok yeni ayak izleri görüyorum. Bir Ayı ‘ya ait. Toprak yoldan orman içine çark etmiş.
Bu hafta Sinekli yaylada kampa gittik. Evet gerçektende Sinekliydi. Ama ben böyle terbiyeli sinek türü görmedim. Hiç konmuyorlar ve vızıldama sesleri yok. Sana yaklaşmıyorlar. Sadece belli bir mesafede kalabalıkça uçuyorlar. Aferin bu türe.
Artık havalar sertleşmeye başladı. Soğuk havalara hazırlıklı ama birazda fazladan güneş beklemiyor da değiliz. Buluşma yerimiz çok güzel. Tüm aileler toplandıktan sonra yaylaya doğru yola koyulduk. 15 km orman yolu tırmanışından sonra yaylaya vardık.
İlk gözlediğim şey cevrede yakacak odun varlığı idi. Çünkü ateşi sabaha kadar sondürmemek lazımdı. Sıkıntı yoktu. Yaylacılar artık gittiğinden evlerin arasına göl manzaralı kampımızı kurduk.
Bu sefer 2 gece konaklayacağız. Bu sebeple ilk günü hazırlık ve keyif işlerine ayıralım diye düşündük. Hemen ateşimizi yakıp yerleşmeye giriştik.
Çocuklar çok heyecanlı. Karagöl artık bu sefer iptal olamazdı. Yine kısmı uyarılar eşliğinde yola çıktık. Sabah taraklı ayrımından sonra güneşli hava eşliğinde buluşma noktasına vardık. Köy pazarından alışverişleri yapıp yaylaya doğru yola koyulduk.