Yine yağmur uyarıları eşliğinde sabah çok erken yollardaydık. Yağmur bizimde içinde olmak istediğimiz bir doğa olayıdır. Hazırlığınız tamam ise ve durumları yönetebilecek sabra sahipseniz unutulmaz zamanlar yaşanır. Öyle de oldu. Hava sabah çok güzeldi. Yaylaya vardığımızda yürüyüşümüz başlayana kadar sıcaktan kavrulduk. Sonrasında sanki birileri yüzünüze hafifce su püskürtüyor gibi bir durumda yayla keşfimizi yaptık.
Çocuklarımıza köy yaşamını deneyimletmek adına bu türde gezileri yapmayı uzun süredir istiyordum. Kırıntı köyü benim çok sevdiğim köylerden biri. Çevresi ve içindeki evler nispeten korunmuş ve ulaşım çokta kolay olmadığından çok ziyaretcisi yok şimdilik. Hayvanclık yapılıyor. Her ev kendi bahçesinde üretim yapıyor. Daha büyük oranda bir tarım yok. Endüstriye tarım yapılan tarlalar var ve bunların sayısının artmaması ancak köylünün bilinçlenmesi ve geçimini sağlayacak katma değerli ürün satabilmesine bağlı.
Yolculuk tarihimin en fena trafik sorunu ile başladı kamp sabahı. Yaşayacağımız 2 günü düşünerek inat edenlerle geçte olsa buluştuk. Erken gelebilen aileleri yolu bilen Gürkan ile gönderdikten sonra bende kalan aileleri alarak kamp alanımıza ulaştık hızlıca.
Adı gibi Kocaman olan yaylamız yine çok güzel 2 gün hediye etti bize. Bu sefer katılımcılarımız en çok kuru kıyafet sıkıntısı çektiler. Ne diyelim bizim görevimiz bu. Bu sefer katılımcılar kendi medyalarında birçok yazı yazdılar. Bizde bu kamp güncemizi bu yazıları derleyerek yapmayı düşündük. Haydi keyifli okumalar.
Sağnak yağmur uyarıları eşliğinde yola çıktık sabah erken. Gebze’den sonra yağmur kesildi. Yalova’da tekrar başladı. Hatta buluşma yerinde hafif bir ciseleme vardı. Maceracı aileler kararlılıkla gelmişler son eksiklerini tamamlıyorlardı.
Herkese merhaba
Kış günlerine girdik ve biliyorum hepiniz karlar içinde kamplara gitmek için sabırsızlanıyorsunuz. Bu dönem gelene kadar boş durmadık ve kafamızda şekillendirdiğimiz başka bir proje üzerinde çalıştık.
Belentepe Bursa Keles Bölgesinde bir Permakültür Uygulama Çiftliği. Sürdürülebilir yaşam tasarımlarına göre yaşam alanlarını ve topraklarını dönüştürmeye çalışıyorlar. Taner ve Birand çok özverili bir çalışma yürütüyorlar. Uzun sürelerdir bazı temel işler bitmediğinden onları ziyarete gidemedik. Fakat bu Eylül sonu zamanı geldiğini düşündük artık.
Kampa ulaşmak zor olmadı. Herkes iyi organize olmuştu. Çiftliğe vardığımızda bir kahvaltı sofrası karşıladı bizi. Çaylarımızı içtikten sonra Taner bize çiftliği gezdirdi ve kısa bir permakültür tanıtımı yaptı. Son yaptığı yükseltilmiş yataklar halen hasat edilecek ürün dolu idi. Çocukların hepsi önce domateslere daldı.
Daha çok kampcının görmesini istediğimden dolayı bu sene 2. Kez Kocayayla kampı düzenledik. Tahmin ettiğim gibi kalabalık oldu. Buluşma noktasına bizim geç kalmamız bu senenin en önemli bombalarından biri oldu. Hemen hemen herkes benden önce gelmişti. Durmadan yaylaya tırmanışa geçtik. Yol boyu çiseleme devam etti. Ama hava kuru olduğundan soğuk çok hissedilmedi.
Gece saat 3:00. Gök gürültüsü ile uyandım. Camın önüne geldim. Yağmur fena yağıyor. Şöyle bir sabahı düşündüm. Tekrar dalmışım. Sabah erkenden yola çıkmıştık. Buluşma yerimize doğru hızla yol aldık. Sanırım bu yağmurdan dolayı vazgeçmiş birkaç katılımcı hariç herkes toparlandı. Ama sanırım buluşma saatine biraz daha uymaya çalışmalıyız.
Cami önünde buluşma köylüler tarafından merakla karşılanıyor. Yaylaya kampa gideceğimizi öğrenince güzel bir gülümseme oturuyor suratlarına. “ Soğuk olur ama haa” diye eklemekten alıkoyamıyorlar kendilerini.
Sonunda bu da oldu Afrika dansı yaptık. Ağustos enerjisi ile başlayan kampımız yine değişik süprizlerle geçti. Mıhlı şelalesinden gelen suyla beslenen deremiz bu sefer bize farklı bir seçenek üretmişti.