Gece saat 3:00. Gök gürültüsü ile uyandım. Camın önüne geldim. Yağmur fena yağıyor. Şöyle bir sabahı düşündüm. Tekrar dalmışım. Sabah erkenden yola çıkmıştık. Buluşma yerimize doğru hızla yol aldık. Sanırım bu yağmurdan dolayı vazgeçmiş birkaç katılımcı hariç herkes toparlandı. Ama sanırım buluşma saatine biraz daha uymaya çalışmalıyız.
Cami önünde buluşma köylüler tarafından merakla karşılanıyor. Yaylaya kampa gideceğimizi öğrenince güzel bir gülümseme oturuyor suratlarına. “ Soğuk olur ama haa” diye eklemekten alıkoyamıyorlar kendilerini.
Temmuz 2. Kamp biraz daha kalabalıktı. Katılımcıların uyumlanma süreçleri ve karakterleri farklı olduğundan her kampın süreci de farklı olur. İlgi alanları ya da dikkat süreleri yaptığımız aktivitelerin süresini veya sırasını belirler. Bu sürekli olarak değişebilen, gözlemlere dayanan bir esneklikle yürütülür. Bu sebepledir ki kafamızdaki hiçbir program zorunlu olarak akmaz.
Dedetepe yine çok farklı süprizlerle karşıladı bu yıl bizi. Öncelikle geçen yıldan gönüllü olarak kalmaya devam eden Alessandro ve Stefania hala oradalardı. Bu mükemmel ekmeklerin ve pizzaların yaratıcısı onlar. Geçen yıl kampta olmayan Muhammed ise bu yıl bir sürü proje ile çiftliğe çok renk getirmişti.
Akyazı ilçesinin 25 km güneyinde olan acelle yaylasına kampa gitmek uzun süredir aklımdaydı. Yerleşimin fazla olması ve yaylacılar sebebiyle farklı yaşam seçimlerine ziyaretçi olabilirdik. Yaylanın tam ortasından geçen dere bir toprak yığını ile engellenmiş ve yaylanın tam ortasında büyük bir gölet oluşmuş. Tabii baraj sonrası derenin bir yatağı bayağı kurumuş. Ama su işte bu hafif hafif sızıyor ve umarım aşağı tarafta kalan canlı yaşamını olumsuz etkilemez.
Bu sefer Düzce’nin muhteşem doğasını keşfe çıktık. 6-7 Temmuz 2013 tarihinde Samandere Koyacayla’ ya çoluk çocuk kampa gittik. Kamp öncesi gönderdiğimiz epostalar herkes tarafından çok iyi incelenmiş idi. Samandere şelalesinde buluştuk. Ondan sonrasında yayla 9 km civarında. Yolu çıkarken ineklerini otlatan çoban ile süt ve peynir hakkında konuştuk. Yayla evlerinde bunları ürettiklerini öğrendik. Sonrasında ver elini yayla.
Bu yazının adı aslında #direngezi Delmece yaylası kampı olmalı. Çünkü bir önceki hafta olan kampımızı iptal edip gezi’deki ağaçlara dostluğumuzu göstermiştik. Sonraki hafta boyunca herkes gibi bizde az uyuduk ve gergindik. Bir sürü şey yaşadık. Hafta sonuna doğru ortalığın durgun ve taksimin çocuklarla gidilemeyecek kadar kalabalık olacağını düşünerek Delmece kampımızı Yapmaya karar verdik. Gidecektik, hatta gidip ormanlara Taksim’deki durumu anlatacaktık. Belki kalkıp gelirlerdi. Belli olmaz bakarsın gelirler.
Kendimiz ve çocuklarımız için 2 günü daha çaldık bu haftasonu. Ercuva yaylasına kampa gittik. Güneş ile çam tozu arasında seçim yaparak ormanın kıyısına ağaçların gölgesine sığınarak kampımızı kurduk. Çadırlardan önce çayların demlendiğini gözlemledim. Bu artık tecrübe arttı ve kaygılar azaldı anlamına geliyor sanki. Aramızda kampı ilk kez deneyimleyen az kişi vardı. Önceki kamplardan edindikleri tecrübelerle malzemeler alınmış, gözlemler yapılmış bu gözlem ve özellikler üzerine muhabbetler koyu hal almıştı.
3,5 yaşındaki oğlumuz Ardıç'la defalarca kamp yapmıştık. Ama bu kampların çoğunda yalnız oluyorduk ve hem oğlumuz hem biz doğanın tadını birlikte çıkarabileceğimiz arkadaşlara ihtiyaç duyuyorduk.
Sevgili arkadaşım İpek bize "Kampa Gidelim mi Baba"dan söz edince nasıl sevindiğimizi anlatamam. Artık dört kişilik bir aileydik ve başka çocuklu ailelerle kamp yapak fikri bizim için çok heyecan vericiydi.
İnönü yaylası kampı , Eksi 5 derece soğuk, 2.5 aylık en küçük katılımcısı ile tam bir “ilk”ler faaliyeti oldu Kampagidelimmibaba için. Yine çok güzel insanlarla beraber bir hafta sonumuzu kazandık. Geçen yıl kardan dolayı çıkamadığımız için inönü yaylasına ulaşamamıştık. Bu sefer kar yoktu. Ama havanın soğuk olacağını biliyorduk. Aramızda ilk denemesi olanlar da vardı.
Yaylaya vardığımızda sis sebebi ile görüş 1000m kadardı. Ama kısa sürede güneş çıktı ve kampımızı güneşli havada kurduk. Yine ilk önce yürüyüş yaparak çevreyi keşfettik. 12 büyük 8 çocuk ile 2 saat süresince her yere girip çıkarak sırrımız olan yerleri aradık çocuklarla.
Delmece yaylası kampı için heyecanlıydık, 2. çadır kampımız olacaktı. Geçen sene İpek 2.5 aylıkken gitmiştik ilk çadır kampımıza ve tadı damağımızda kalmıştı. Kampagidelimmibaba ekibi ile cumartesi sabah erkenden yola çıktık. Biraz Eskihisar-Topçular Feribot çilesi(uzun bekleyiş-düzensizlik) çektikten sonra Yalova’ya önce bir kahvaltı mekanına vardık. Burada diğer ekip ile buluştuk. Kamp antrenmanları yapıldı:)