Yaz kamplarımız başlamadan son mayıs kampımız Kırıntı. Senede 2 kez gelmeden edemiyorum. Birde eylül çivarı böğürtlen ve elma için geliyoruz buralara. Yollar beklediğimden bozuk. Yer yer arabalar takılıyor ve zorlanıyoruz. Ama hiçbiri engel değil. Bir ara arkadakileri beklemek için arabadan indiğimde çok yeni ayak izleri görüyorum. Bir Ayı ‘ya ait. Toprak yoldan orman içine çark etmiş.
Bu hafta Sinekli yaylada kampa gittik. Evet gerçektende Sinekliydi. Ama ben böyle terbiyeli sinek türü görmedim. Hiç konmuyorlar ve vızıldama sesleri yok. Sana yaklaşmıyorlar. Sadece belli bir mesafede kalabalıkça uçuyorlar. Aferin bu türe.
Çiğdem yaylasını ilk kez böyle gördüm. Daha önceleri kamp yaptığımız çadır kurduğumuz yerler su toplamış doğa gölet olmuş. Kıyısına kampımızı attık. Ama su sorunumuz var gibi görünüyor. Köylüler daha yaylaya çıkmamış ve çeşmeler tamir edilmemiş. Gürül gürül akan çeşmelerde su yok.
Mayıs ayının başlarındayız. 3. Kampımızı yapıyoruz ve bunda da hedeflediğimiz bölgeye çıkamadık. Geçmiş senelere göre kar yağışı çok fazla olamasından kaynaklanıyor bu durum. Böyle olunca yolları açmak mümkün olmuyor.
Buluşma yerimizdeki köylüler ile konuşmalarımızdan yolun açık olmadığını öğrendik ama yinede şansımızı bir denemek istedik. 30 dk lık extra bir uğraşı sonucu çıkamayacağımıza karar verince Konaş bölgesine dönmeye karar verdik.
Bu senenin ilk kampına ancak bu haftasonu çıkabildik. Gene amaç çocuklu ailelerle birlikte keyifli bir haftasonu olduğu için Kampa gidelim mi baba gurubu ile gittik. 25 çadır kadar vardık. Amacımız Kocayayla’ya çıkmaktı ama yollar kar nedeni ile kötü durumda olduğundan samandereye kadar gidebildik. Artık kendimizi bir parça tecrübeli çadırcılar diyebiliriz sanırım. Çünkü bu sefer çok daha kısa sürede hazırlanıp çok daha kısa sürede yerleştik. Ve yürüyüşe çıkmadan önce güzelce güneşlenip keyif yapacak zamanımız da oldu. Hatta ben resmen istakoz gibi oldum. Kıpkırmızı yüzle gezdim bütün haftasonu. İlk gün biraz yukarılara çıktık. Biraz yamaç tırmandık (daha çok çocuklar tırmandı) biraz ağaca çıktık, biraz da kütük üstünde denge çalışması yaptık. Bol bol dağ havası aldık. Her yerden fışkıran şifalı doğal sulardan içtik. Çadırımıza komşu olan Bülent abiden çok güzel yenebilir bitkiler dersleri aldık.
Çok farklı bir deneyim yaşadık bu hafta sonu. Buluşma yerimizden çıkacağımız yaylanın yönüne baktığımızda tepeler kar kaplıydı. Ve yaylalar da genellikle o tepelerin en tepesinde olur. Buluşma noktamızdan sonra yola koyulduk. Yaklaşık 1300 m den itibaren kar yol kenarlarında belirdi.
Menekşe'ye Niyet, Aytepe'ye Kısmet
Evet, öyle reklamlardaki kamp sahneleri gibi değildi geçen haftamız. Güneş altında sandalyelerini atmış büyükler, çayır çimende koşuşan küçükler değildi çerçevedeki. Güneş yoktu, çadır hiç yoktu.. Ama ne de güzel hafta sonuydu! Durun anlatayım..
Artık havalar sertleşmeye başladı. Soğuk havalara hazırlıklı ama birazda fazladan güneş beklemiyor da değiliz. Buluşma yerimiz çok güzel. Tüm aileler toplandıktan sonra yaylaya doğru yola koyulduk. 15 km orman yolu tırmanışından sonra yaylaya vardık.
İlk gözlediğim şey cevrede yakacak odun varlığı idi. Çünkü ateşi sabaha kadar sondürmemek lazımdı. Sıkıntı yoktu. Yaylacılar artık gittiğinden evlerin arasına göl manzaralı kampımızı kurduk.
Bu sefer 2 gece konaklayacağız. Bu sebeple ilk günü hazırlık ve keyif işlerine ayıralım diye düşündük. Hemen ateşimizi yakıp yerleşmeye giriştik.
YeniOkul ile daha önce kocayayla’ya gitmiştik. Bu sefer yolu biraz daha az dertli olsun diye kırıntı köyü’ne gitmeye karar verdik. Tabii bu bizim planımızdı. Doğa’nın planı farklı imiş. Bölgeye 4 gündür yağan yağmur sebebi ile beklediğimden bozuk bir yol ile karşılaştık. Şikayet olsada maceracı ruhlara engel teşkil etmedi. Tüm engelleri teker teker aşarak bölgeye ulaştık.
Çiğdem yaylası kamp macerasını yazma görevi bu sefer bana ait. Özellikle yazmak istedim çünkü bu Erin doğduğundan beri O’nsuz yaptığımız ilk kamp. Nisan ayından beri her hafta sonunu kampta sonra da yazı Dedetepe’de geçiren oğlumuz isyan bayrağını çekti bence bu sefer : "siz gidin ben anneannemle kalacağım” dedi. Biz de kabul ettik. Perşembe akşamından kendisini anneannesine uğurlayıp işlerimizi toparlayıp Cuma akşamı hazırlanıp Cumartesi sabahı eski günlerdeki gibi gün doğumunda yola çıktık.